20 Aralık 2010 Pazartesi

    




Türkiye, Economist dergisinin dünyada demokrasi endeksi araştırmasında, tam demokrasi ve kusurlu demokrasiler arasında yer alamadı. İki yıl öncesine oranla iki basamak geriye düşerek Nikaragua’yla 89’unculuğu paylaşan Türkiye, Tanzanya ve Uganda’nın da bulunduğu hibrit (melez) rejimler grubunda.

DÜNYA DEMOKRASİ SIRALAMASI
1 Norveç
2 İzlanda
3 Danimarka
4 İsveç
14 Almanya
17 ABD
18 İspanya
19 İngiltere
28 Yunanistan
29 İtalya
31 Fransa
86 Lübnan
87 Ekvador
88 Honduras
89 Türkiye
89 Nikaragua
91 Zambia
92 Tanzanya
98 Uganda

Her ne kadar medyada Türkiye’nin geliştiğine dair haberlere rastlasak ta birgün geliyor ki acı gerçekler kapımızı çalıyor. Açamıyoruz kapıyı çünkü kapının ardındakilerin üstümüze yığılacağını biliyoruz. Kapatıyoruz gözlerimizi, görmemezlikten geliyoruz. Kulaklarımızı tıkıyoruz çalan zili duymamak için ve ışıkları kapatıyoruz evde kimsenin olmadığını zannetmesi için gerçeğin. Halbuki bir açsak şu kapıyı, bir yığılsa üstümüze sorunlarımız. Bir süre altında nefessiz kalsak ama sonunda üstümüzden savursak öteki tarafa.

Şuana kadar kapıyı açabilecek insanları değil, kapının kapalı kalması için çalışan insanlara yönettirdik ülkemizi. Ampul hoşumuza gitti, gerektiğinde kapandığı için. Kapıdakini hep başka yere yönlendirdik, bir daha geleceğini bile bile.

Şimdi bir durumumuza baksak ta dünya demokrasi sıralamasında bizimle aynı sırayı paylaşan Nikaragua’yı kutladıktan sonra, daha 1990’da tam bağımsızlığını kazanmış bir ülkenin demokrasisiyle, 87inci yılını yaşayan ülkemizin aynı sıralamada olmasından utansak…

Birileri demokrasi diyerek bizlerimi kandırıyor? Yoksa biz kendimizi mi kandırıyoruz?







                                                        
   

Polis Devleti

Yeni yasa düzenlemeleri ile artık polis teşkilatı da TSK gibi ağır silahlanabilecek. Denizaltı, tank, ağır makineli tüfekler vb. alabilecek ve bu silah ticareti de bakanlığa bağlanacak. Bununla beraber iki tane sonuç çıkacak. Silah ticareti yapan bakanlıkla beraber, silahları satacak olan devletler paralarını hangi ülkeye yatıracaklarını kara kara düşünmeye başlayacak ve içten içe Wikileaks korkusuna kapılacaklar, diğer taraftan ise ağır silahlanan polisler hergün faşistliğe doğru bir adım daha atan hükümetimizi daha rahat destekleyebilecek. Tayyip kendisine tayyare alacak. Tayyare kendi polis ordusunu oluşturacak. "Peki TSK ne yapacak?" sorusuna ise Kuzumuz en güzel yanıtı verdi. "TSKnın darbe yapacak gücü kalmadı" . Ordunun darbesine karşı çıkmaları için kandırılıp referandumda "evet" oyunu veren insanlara ise "yağmurdan kaçmayın doluya tutulursunuz" demek gerekiyormuş. Türkiye Cumhuriyetinin devamını, bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumakla yükümlü TSKnın da gücü kalmadıysa
VAY halimize.

Wik wik wiki wik

Türk basını bir garip. Wikileaks belge sızıntılarını bir hafta manşet yaptıktan sonra wikileaks haberlerini bir anda manşetlerden kaldırdı, tozlu ve pislik içinde olan Türkiye'nin haber arşivlerine. Ne oldu Wikiye? Nerede bu Wiki? Hadi Julian Assange tutuklandı peki iki üç günde bütün dünyayı sarsan o belgeleri de mi tutukladılar? Başbakanımızın yurtdışında bulunan hesapları hakkındaki o mide bulandırıcı belgelerin doğru olmadığı kanıtlanabildi mi? Kılıçdaroğlu ile medyada paslaşmaktan başka ne yaptı? Döndük dolaştık yine en baştayız. Ortada Wiki yok, kanıt yok, gazetelerde manşet ve haber yok.

Not: Başbakanın talimatı olmadan, yurtdışında bulunan bankalardan hiçbir bilgi alınamaz. Bankalarda bulunan hesap bilgileri gizli tutulur. Bu yüzden kaçakçılar, dolandırıcılar, mafyalar, yasadışı iş yapan herkes ve BAŞBAKANLAR... Paralarını yatırmak için bu bankaları tercih ederler.

Eee! Koskoca başbakan dedi ya yok diye, daha ne uzatıyorsun?
Oldu da bitti maşallah!

15 Aralık 2010 Çarşamba

KARAR

   Uzun bir zaman yazmayıp gözlemlemeyi tercih ettim. Bu sürenin işime de yaradığını söyleyebilirim. Siyasetin, gündem yapılan olayların ne kadar gereksiz olduğunu fark edip, bundan sonra vurdum duymazlık yapıp, hayatımdan kitapları, siyaseti çıkarmaya, alışverişi, dedikoduyu, magazini, arabaları ve kapitalist düzenin benden istediği her şeyi almaya, atılan yalanlara inanmaya, sahte milliyetçilik yapıp amerikan mağazalarını yağmalamak için saatlerce beklemeye, insanları ayırmıyorum deyip içten içe onları aşağılamaya, dayak yiyen öğrenciler yerine orantısız üç kullanan polisleri desteklemeye, hergün köşe bucak kafeleri dolaşıp yardım etmem gerektiğinde elimi cebime atmamaya, benzinin litre fiyatının dünya rekoru olmasına rağmen susmaya, Amerikan Başkanının ve diğer yöneticilerinin wikileaks belgelerini kabul etmelerine rağmen başbakanımıza inanmaya, ...

"Doğru bize terstir" demeye karar verdim.

Keşke kararımı uygulayabilseydim de insanı gereksiz yere strese sokan, kaygılandıran, sinirlendiren olayları görmemezlikten gelebilseydim.